Kloragogen hücreleri nedir, Kloragogen hücreleri ne demek

Kloragogen hücreleri; Biyoloji alanında kullanılan bir kelimedir.

Biyoloji'deki anlamı:

Halkalı solucanların (Annelida) bağırsağının üst tarafında yer alan ve yağ ile glikojen depolayan hücreler.

Kloragogen hücreleri tanımı, anlamı

Hücre : İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımlarından en küçük birimi, göze. Tutukluların veya hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları küçük oda. Küçük oda. Siyasi bir inançla gizli olarak çalışan bir örgütün genellikle aynı yerde çalışanlarının oluşturduğu topluluk

Klor : Atom numarası 17, atom ağırlığı 35,5 olan, normal sıcaklıkta gaz durumunda bulunan, halojenlerden bir element (simgesi Cl).

Halkalı solucanlar : Çok hücreli hayvanlardan (Metazoa), birincil ağızlılar (Protostomia) ulumundan, vücutları uzun, yassı ya da yuvarlak, kısa bir baş bölgesinin ardından çember biçiminde bölütlerden yapılmış uzun bir gövdesi olan, ince bir kutikula ile örtülü, vücut duvarı ve bağırsak arasında ikincil karın boşluğu (solom) gelişmiş ve her bölütte bir çift solom bulunan, kırmızı renkte kan taşıyan bir damar sistemine, bölütlerde ekstremitelere benzer yapılara sahip, ip merdiveni tipindeki sinir sistemi iyi gelişmiş olan, yenilenme yetenekleri çok yüksek, er dişi ya da ayrı eşeyli, gelişmelerinde trohofor larvası görülen bir dal. Kıllı ayaklılar (Chaeto-poda) en büyük sınıfıdır. Çok hücreli hayvanlardan (Metazoa), birincil ağızlılar (Protostomia) dalında, vücutları uzun, yassı veya yuvarlak, kısa bir baş bölgesinin ardından çember biçiminde bölütlerden yapılmış uzun bir gövdesi olan, ince bir kutikulayla örtülü, vücüt duvarı ve bağırsak arasında sölom gelişmiş ve her bölütte bir çift sölom bulunan, kırmızı renkte kan taşıyan bir damar sistemine, bölütlerde ekstremitelere benzer yapılara sahip, ip merdiveni tipindeki sinir sistemi iyi gelişmiş olan, yenilenme yetenekleri çok yüksek, er dişi veya ayrı eşeyli, gelişmelerinde trokofor larvası görülen bir dal, Annelida.

 

Solucanlar : Halkalılardan, yer solucanı, tenya, askarit gibi vücutları uzun, yumuşak ve ayaksız hayvanları içine alan takım.

Üst tarafı : Olup olacağı, sonuç olarak.

Glikojen : Karaciğer ve kaslarda bulunan, hidrolizle şeker veren karbonhidrat.

Halkalı : Halkası olan. Bir tür olta iğnesi.

Solucan : Yuvarlak veya yassı, uzun kurtlara verilen genel ad.

Halka : Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember. Değerli metallerden yapılmış olan çember biçimindeki süs eşyası. Çember biçiminde olan. Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı. Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 santimetre çapında, 28 milimetre kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri. Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit. Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim. Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü vb. sebeplerle göz altında beliren koyuluk. Çember biçiminde dizilmiş topluluk.

 

Bağır : Göğüs. Ciğer, bağırsak vb. vücut boşluklarında bulunan organların ortak adı, ahşa. Ok yayı ve dağda orta bölüm.

Taraf : Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Yöre, yer. Yön, yan, doğrultu. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi.

Bağı : Büyü. Hayvanların ayağının altında, zorlamadan ileri gelen şiş, ur.

Anne : Çocuğu olan kadın, ana, valide, kocakarı, mader, nene, aba. Yavrusu olan dişi hayvan.

Depo : Korunmak, saklanmak veya gerektiğinde kullanılmak için bir şeyin konulduğu yer, ardiye. Ordu mallarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer, debboy. Bir malın toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer.

Halk : Aynı ülkede yaşayan, aynı kültür özelliklerine sahip olan, aynı uyruktaki insan topluluğu, folk. Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu. Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü, ahali. Bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu. Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri. Yaratma.

Tara : 1.Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan, eğri bir çeşit bıçak. 2.Ağaç kökü çıkarmaya yarayan bir araç. Süpürge sapı. Odun keskisi, satır.

Alan : Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılmış olan geniş yer. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran. Yüz ölçümü. Bir çalışma çevresi. Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası.

Yer : Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Yerküre. Gezinilen, ayakla basılan taban. Önem. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Görev, makam. Durum, konum, vaziyet. Ülke. Durum, konum. İz. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal.

Üst : Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, üzeri, fevk, alt karşıtı. Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan. Bir şeyin dış yüzü, yüzey. Bir şeyin görülen yanı, yüzü. Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk. Vücut, beden. Öte, arka. Giyecek, giysi. Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olan. Artan, geriye kalan bölüm.

Diğer dillerde Kloragogen hücreleri anlamı nedir?

İngilizce'de Kloragogen hücreleri ne demek ? : chloragogen cells