Mineral nedir, Mineral ne demek

Mineral; bir jeoloji terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Normal sıcaklıkta doğada katı durumda birtakım maddelerle karışık veya birleşik olarak bulunan veya kimyasal yollarla elde edilen inorganik madde
  • İçinde inorganik maddeler bulunan.

"Mineral" cümle içindeki kullanımı

  • "Mineral maddeler."

Kimya'daki anlamı:

Belirli bir bileşimi olan bazı kendine has kristal şekle ve fiziksel özelliklere sahip doğal inorganik veya fosil organik madde.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Organik olmayan homojen katı madde.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Temel organik yapıyı oluşturan karbon, hidrojen, oksijen ve azot dışındaki elementler.

Yaşam için gerekli olan inorganik yem elementleri.

Bilimsel terim anlamı:

Anorganik tepkimelerle oluşmuş, belirli bir kimyasal yapısı olan doğal bileşikler. (Bu terim fosilleşmiş kimi organik karışımlar için de kullanılır.)

İngilizce'de Mineral ne demek? Mineral ingilizcesi nedir?:

mineral

Osmanlıca Mineral ne demek? Mineral Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

maden, madenî

Mineral hakkında bilgiler

Mineral doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip inorganik kristalleşmiş katı bir maddedir. Buna göre minerallerin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.

Mineralojinin konusu doğal şekilde oluşan maddeleri ihtiva ettiği için bu bakımdan sınırlandırılmıştır. Teknolojinin ilerlemesiyle laboratuvarlarda sentetik olarak elde edilen kimyasal bileşikler mineral sayılmazlar. Bu yapay bileşikler halindeki katı maddelere doğada tabii halde rastlanmaz. Dolayısıyla da doğal şartlarda oluşturulamazlar. Bu tür katı maddelere "yapay mineraller" adı verilebilir. Bu tür yapay mineraller de, tabii minerallerde olduğu gibi benzer kristal iç yapılarına sahiptir.

 

Minerallerin doğada veya deneysel olarak yapılmış olan incelemelerde de gözlendiği gibi, oluşum şartları bunların belirli fizikokimyasal şartlarda (belirli sıcaklık ve basınç altında ve ortamın kimyasal durumu gibi) oluşurlar. Buradan mineralojinin bir amacının da minerallerin oluşturduğu yerkabuğunun kimyasal ve fiziksel yapısının öğrenilmesi, yerkabuğunun tarihinin bilinmesi ve yeraltı kaynaklarından yararlanılması olduğunu anlıyoruz.

Mineraller belirli bir kimyasal bileşime sahiptirler. O halde her mineral bir kimyasal formül ile ifade edilir. Minerallerin kimyasal formülleri genellikle sabittir. Ancak belirli sınırlar içinde belirli kaidelerle değişebilir. Çok ender olarak saf elementler (altın, gümüş, bakır vs) şeklinde oluşan mineraller, yerkabuğunda meydana gelen doğal fizikokimyasal olayların ürünleridir.

Mineral ile ilgili Cümleler

  • Paracelsus tıpta kimyasal ve mineral kullanımının öncülüğünü yaptı.
  • Bazı mineraller insan sağlığı için önemlidir.
  • Güneş tutulur tutulmaz, Güneşin iç içe mineraller halkasının ayın etrafında bütün yönlere parladığı görülebilir. Güneşin koronasının görülebileceği tek zaman toplam güneş tutulması sırasında olduğu için bu muhteşem bir manzaradır.
  • Pazı, vitaminler, mineraller, protein ve diyet lifi açısından zengindir.
  • Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.
  • Türkiye birçok mineral üretir.
  • Ali oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.
 

Mineral anlamı, kısaca tanımı:

Sıcaklık : Bir araçla veya cihazla ölçülebilen ısı derecesi, suhunet. Sıcak olan şeyin durumu, etkisi veya sıcak olan şeyin niteliği, hararet. Sevgi, içtenlik ve sevimlilik. Hamamlarda yıkanılan sıcak yer.

Durum : Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

Madde : Duyularla algılanabilen nesne. Molekül. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Para, mal vb. ile ilgili şey. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Bir cismi oluşturan öge, öz. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm.

Kimyasal : Kimyaya ait, kimya ile ilgili, kimyevi.

İnorganik : Organlardaki bozukluktan ileri gelmeyen hastalık. Cansız olan. Hücrelerin cansız bölümleri. Organik olmayan, anorganik.

Mineral bilimi : Mineral ve billurlarla, onların fiziksel ve kimyasal özelliklerini inceleyen bilim, maden bilimi, mineroloji.

Mine : Saat kadranı. İnce ve parlak nakış. Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı. Dişlerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku.

Mineral bilimci : Mineral bilimi ile uğraşan kimse, minerolog.

Mineral bilimsel : Mineral bilimi ile ilgili, minerolojik.

Mineralleştirici : Bir madenle birleşerek onu mineral duruma dönüştüren madde.

Mineralleştirme : Mineralleştirmek işi.

Mineralleştirmek : Bir metali mineral duruma getirmek. İçinde mineral maddeler eritilerek suyu, maden suyu niteliğine getirmek.

Mineralli : İçinde mineralleşmiş tabakalar ve cevherler bulunan (kaya veya arazi parçası). İçinde mineral bulunan.

Mineralsiz : İçinde mineral bulunmayan.

Normal : Bir eğrinin bir teğetine değme noktasından çizilen dikme. Aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmama, ortalama durum. Kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun.

Karışık : Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan. Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş. Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık. Saf olmayan. Dolu. Düzensiz, dağınık, intizamsız. Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan. Karışmış.

Birleşik : Bir araya gelmiş, birleşmiş olan, müttehit.

Doğal : Doğada olan, doğada bulunan. Yapmacık olmayan. Katıksız, saf. Doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, tabii, natürel. Kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı. Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan. Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi.

Şekil : Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi. Anlatım biçimi. Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim. Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim. Biçim. Biçim. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz.

Homojen : Bağdaşık. Bütün terimleri aynı derecede olan (çok terimli).

Bileşim : Bileşme sonucu oluşan cisim. İki veya daha çok öge bir araya gelerek yeni bir öge oluşturma, terkip. Bileşme işi. Bir maddenin hangi kimyasal türlerden oluştuğunu belirleyen verilerin tamamı.

İçinde : Ortamında. Süresince, zarfında. ... ile dolu bir biçimde.

Mineral blokları : Çiftlik hayvanlarının ahır veya daha çok mera beslenmesinde kullanılan, mineral madde eksikliklerini gidermek amacıyla yapılan ve çeşitli yapıştırıcı maddeler yardımıyla kalıp durumunagetirilen ek yem maddeleri.

Mineral damarı : İçinde bir mineral bulunan çatlak dolgusu.

Mineral eklenmesi : Hayvanların günlük rasyonlarında eksik bulunan mineral maddelerin çeşit ve miktarları dikkate alınarak hazırlanan mineral karmalarının ince veya kalıplaştırılmış yalama taşları hâlinde, ahırda veya merada serbestçe tüketimlerine sunulması.

Mineral giderme : Sularda çözünmüş anorganik katıların ve yükünlerin niceliklerini azaltma.

Mineral içerik : Yemlerdeki makro ve mikro elementlerden oluşan inorganik madde miktarı.

Mineral katkısı : Rasyonda eksik bulunan bir veya daha fazla sayıdaki minerali, norma uygun olarak tamamlamak amacıyla ölçülü olarak hazırlanan mineral veya mineraller karışımı, mineral tamamlayıcısı.

Mineral madde : Normal sıcaklıkta doğada katı durumda bir takım maddelerle karışık veya birleşik olarak bulunan veya kimyasal yollarla elde edilen inorganik madde.

Mineral madde gereksinimi : Sindirilebilir durumu belirtilmeksizin hayvanın durumuna göre ölçü ve birimlerle belirlenen gereksinim.

Mineral maddeler : Yemlerdeki inorganik maddeler.

Mineral metabolizması : Vücuda alınmış bulunan mineral maddelerin vücutta uğradıkları kimyasal, biyokimyasal değişikliklerle gördükleri fonksiyonlar.

Diğer dillerde Mineral anlamı nedir?

İngilizce'de Mineral ne demek? : n. natural substance belonging to a group of inorganic (often crystalline) compounds which are found in the earth, that which is not animal or vegetable

adj. of or pertaining to minerals, consisting of minerals

n. mineral, natural substance belonging to a group of inorganic

Fransızca'da Mineral : minéral/e, minéral [le]

Almanca'da Mineral : n. Mineral

adj. mineralisch

Rusça'da Mineral : n. минерал (M)

adj. минеральный