Sınırlayıcı faktörler nedir, Sınırlayıcı faktörler ne demek

Teknik terim anlamı:

Belli bir çevrede, bazı maddelerin noksanlığı nedeniyle, büyümeyi veya üremeyi sınırlayan faktörler.

Sınırlayıcı faktörler anlamı, tanımı

Sını : Ağaçtan yapılmış yayık. “Tuluhdan, sınısıdan yayduh.”. Sini, yemek sofrası

Sınırlayıcı : Tahdidi (bk. tüketici).

Faktör : Etmen. Etken.

Sınır : İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut. Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit. Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç. Uç, son. Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit.

Noksan : Eksik. Eksiklik, kusur.

Büyüme : Büyümek işi.

Noksa : Muska.

Üreme : Üremek işi. Canlıların cinsel hücrelerinin birleşmesinden ortaya çıkan tohumla veya doğrudan doğruya oluşturdukları sporlarla çoğalmaları, tenasül.

Madde : Duyularla algılanabilen nesne. Bir cismi oluşturan öge, öz. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Para, mal vb. ile ilgili şey. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Molekül.

 

Neden : Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin. Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet. Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep.

Belli : Beli olan. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum. Belirli, muayyen. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr.

Çevre : Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.

Nede : Nerede. Nerede?.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Ürem : Faiz, getiri.

Büyü : Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, efsun, sihir, füsun, bağı. Karşı durulamaz güçlü etki.

Bazı : Birtakım, kimi. Bazen.

Diğer dillerde Sınırlayıcı faktörler anlamı nedir?

İngilizce'de Sınırlayıcı faktörler ne demek ? : limiting factor