Silika peltesi nedir, Silika peltesi ne demek

Silika peltesi; Kimya alanında kullanılan bir kelimedir.

Kimya'da terim anlamı:

SiQ2; uygun etkinleştirme yöntemleriyle iyi bir yüze tutucu olarak görev yapan ve özellikle gazlardaki nemi almak için kullanılan, pelte olarak çöktürülmüş, gözenekli silis.

Silika peltesi tanımı, anlamı

Silika : Taşların yapısında bulunan bir madde. Pirinç kabuklarında bulunan ve sindirilemeyen bir element

Pelte : Nişasta, şeker ve su karışımının pişirilerek soğutulmasıyla yapılmış olan bir tatlı türü. Koloidal bir katı içine bir sıvının işlemesinden sonra, ya bu sıvıya daldırılan koloidin doğrudan doğruya şişmesiyle veya sıcakta hazırlanan oldukça konsantre çözeltinin soğultularak kıvamlaşmasıyla oluşan esnek madde. Denizanası. Bu kıvamda olan madde.

Sili : Kilim, yünden dokunmuş yaygı. Arı, temiz. İffetli.

Silik : Üstündeki yazı veya çizgiler silinmiş, bozulmuş, aşınmış olan. Kendini gösteremeden. Kendini gösteremeyen, dikkati çekmeyen veya önemli ve belirli olmayan.

Etkinleştirme : Etkinleştirmek durumu, aktivasyon.

Gözenekli : Gözeneği olan.

Özellik : Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet, hasiyet, hassa, mahsusluk, spesiyalite.

Gözenek : Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri. Bir malzemenin içinde irili ufaklı boşlukların bulunması durumu, süngerimsi görünüş. Canlı dokularda dış deri üzerindeki küçük, basit açıklık, mesame. Bitkilerde solunum ve fotosentez için gerekli oksijen ve karbondioksit alışverişine, suyun buhar olarak dışarı atılmasına yarayan, yaprakların alt yüzeyinde çok sayıda bulunan, hücreler arasındaki küçük deliklerden her biri, mesame. Pencere. Bir işlemede, örgüde, ipliklerin kesilmesi, ayrı tutulması yoluyla oluşturulan boşluk, ajur.

 

Yöntem : Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika. Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot.

Tutucu : Mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak isteyen (kimse), muhafazakâr, konservatör. Durmalı çıkışlarda, bisikletçiye yardım eden kişi.

Gözene : Kovandan bal alırken arılardan korunmak için başa giyilen, ön tarafı telden başlık, gözlük.

Almak : Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.

 

Yapan : Ardıç ve gomalak ağacının, yatay büyüyen dalları.

Uygun : Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip. Orantılı, oranlı. Elverişli, yarar, müsait, muvafık.

Silis : Kum, çakmak taşı, kuvars vb. silisyumun oksijenli birleşimleri.

Gazla : “defol, git!” anlamında kullanılan bir söz.

Gözen : Başkasının ilgisini çeken, gösterişli kimse. Sulak yer. Kiler. Pınar: Bugün gözen ayıkladık. Keler, bir çeşit kertenkele. Sevimli, hoşa giden. Tunceli kenti, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Görev : Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş. Resmî iş, vazife. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı iş, misyon. İşlev. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş.

Etkin : Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik. Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı. Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom).

Diğer dillerde Silika peltesi anlamı nedir?

İngilizce'de Silika peltesi ne demek ? : silicagel