Eder düzeyi nedir, Eder düzeyi ne demek

Eder düzeyi; Maliye alanında kullanılan bir terimdir.

Teknik terim anlamı:

Eder değişimi çizelgesinde belirli bir anda görülen değer.

Eder düzeyi kısaca anlamı, tanımı

Düze : Doz

Düzey : Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye. Bir kursun basamaklarından her biri, kur. Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye.

Eder : Fiyat, paha, değer.

Bir anda : Çabucak.

Değişim : Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü, değişme. Bir niceliğin birbirinden ayrı değerler alması veya böyle iki değer arasındaki ayrım. Rüzgârın yön değiştirmesi. Para aracılığı olmaksızın, bir nesnenin dolaysız olarak bir başka nesne ile değiştirilmesi, değiş, değişme, değiş tokuş, takas, mübadele, trampa, trok. Yeni döllerin atalarına tıpatıp benzememesini sağlayan özelliklerin tümü, varyasyon.

Belirli : Açık ve kesin olarak sınırlanmış veya kararlaştırılmış olan, muayyen.

Çizelge : Çizgilerle bölümlere ayrılmış kâğıt, cetvel. Kadro, kademe, basamak ve derecelerin yer aldığı liste.

Bir an : Çok kısa bir süre.

Değişi : Halkbilim olaylarıyla ürünlerinin hiçbir dış etken olmadan özbiçimleriyle olgularının büyük ölçüde değişmesi, bk. değişi kuramı.

 

Çizel : Biçimlere ya da biçimsel özellik ve bağıntılara ilişkin.

Değiş : Değme işi. Değişim.

Değer : Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü.

Çize : İnce yağmur. Bir kavram, durum ya da süreci tasarlamak ya da göstersel olarak açıklamak üzere biçimsel anlatımlara başvuran çizim.

Beli : Evet.

Anda : Kardeş. Fındık, bir fındık türü. Orada. Onda, o Hususta, o mevzuda. Oraya. O zaman.

Görü : Görme yetisi. Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret. Dolaysız kavrama, birden kavrama.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Eder düzeyi anlamı nedir?

İngilizce'de Eder düzeyi ne demek ? : price level