İnancalık nedir, İnancalık ne demek

İnancalık; Maliye alanında kullanılan bir kelimedir.

Teknik terim anlamı:

Artırma ve eksiltmeye girenlerden inanca karşılığı alınan para.

Olağanüstü dokuncaları karşılayabilmek amacıyla kârdan düzenli olarak ayrılan karşılık inanca parası biriktiririni.

İnancalık kısaca anlamı, tanımı

İnan : İnanmak işi. Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme. Tanrı'ya duyulan sınırsız inanış, iman, itikat

İnanca : Güvence.

Karşılayabilmek : Karşılama imkânı veya olasılığı bulunmak.

Karşılayabilme : Karşılayabilmek işi.

Olağanüstü : Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade. Harikulade. Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade.

Eksiltme : Eksiltmek işi. Bir işin kimin tarafından daha ucuz yapılacağının anlaşılması için istekliler arasında açılan fiyat kırma işi, ihale.

Karşılık : Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele. Bir iş için ayrılmış para, ödenek, tahsisat. Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey, bedel. Cevap, yanıt. Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz.

Düzenli : Düzeni olan, yerli yerinde, kararlı, tertipli, muntazam. Sistemli, nizamlı, metodik.

 

Dokunca : Kötülüğe yol açan, sağlığı bozan şey. Zarar.

Artırma : Artırmak işi. Açık artırma.

Kardan : Kar gibi, ak, beyaz, temiz, saf.

Olağan : Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı. Alışılmış olan, normal.

Birik : İki tekerlekli araba. Arı. Eş, benzer. Örümcek ağı. Çocukların koşarak oynadıkları bir oyun.

Karda : Yayla : Hayvanları kardaya çıkardık.

Ayrıl : Karşılaşma sırasında, yumrukoyuncularının birbirlerine kenetlenmeleri ve kendilerinden ayrılmamaları halinde orta hakemin verdiği komut. Bu durumda yumrukoyuncuları bir adım geriye açılırlar ve ancak ondan sonra vurabilirler. İki yolun ayrıldığı yer, yol kavşağı.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

Düzen : Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Dolap, hile. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Bez dokuma tezgâhı. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Yerleştirme, tertip. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. Alet edevat takımı.

Giren : Hafif bulutlu, sisli hava.

Gire : Pazar günü: Yarın gire. Pazar günü.

Diğer dillerde İnancalık anlamı nedir?

İngilizce'de İnancalık ne demek ? : guarentee fund