Pazarlık kesme nedir, Pazarlık kesme ne demek
Yerel Türkçe'deki anlamı:
Düğünden birkaç gün önce oğlan evinin kıza yaptıracağı giysileri almak için kız ve oğlan ailelerinin birlikte şehre inmeleri.
Pazarlık kesme tanımı, anlamı
Pazarlı : Çanakkale ili, Gelibolu ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Kırklareli şehrinde, Vize belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi
Kesme : Kesmek işi. Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat. Kesme işareti. Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi. İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum. Kesin, değişmez, maktu. Lokum. Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 metre kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia). Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan.
Pazar : Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer. Rize iline bağlı ilçelerden biri. Belli bir şeyin satıldığı yer. Alışveriş. Cumartesi ile pazartesi arasındaki gün. Tokat iline bağlı ilçelerden biri.
Pazarlık : Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme. Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılmış olan görüşme. Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi.
Birlikte : Bir arada, beraberce, hep beraber. Yanında, beraberinde. Beraber.
Birkaç : Çok olmayan, az sayıda, az.
Birlik : Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Bir arada olma durumu, vahdet. Bölünmezliği içeren yalın bütün. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek.
Düğün : Evlenme veya sünnet dolayısıyla yapılmış olan tören, eğlence, cemiyet. Bir olayı kutlamak için yapılmış olan büyük eğlence veya tören.
Oğlan : Erkek çocuk. Cinsel bakımdan erkeklerin zevkine hizmet eden sapık erkek. Bacak. Yetişkin erkek.
Almak : Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
Şehre : Ekin bağlamı. Otu köse ve yağlı yayla (1958 de ölen Hacı Cihan (95) adında birisinden derlenmiştir.).
Giysi : Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, kıyafet, esvap, libas, urba.
Birli : Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan. As (II).
İnme : İnmek işi. Vücudun bir bölümünde hareket ve hissetmenin kalkması, felç, nüzul, paralizi.
Önce : İlk olarak, başlangıçta, sonra karşıtı.
İçin : Amacıyla, maksadıyla. Düşüncesince, kendince, göre. Özgü, ayrılmış. Ant deyimleri yapan bir söz. Karşılığında, karşılık olarak. Oranla, göz önünde tutulursa. Uğruna, yoluna. -den dolayı, -den ötürü. Neden ve sonuç belirten bir söz. Hakkında. Süre belirten bir söz.
Evin : Bir şeyin içindeki öz, lüp. Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe.
Alma : Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız. Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer.
Düğü : Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur. Pirinç.
Aile : Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik. Eş, karı. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü.
Diğer dillerde Pazarlık gücü anlamı nedir?
İngilizce'de Pazarlık gücü ne demek ? : bargaining power
Bu kısımda Pazarlık kesme nedir? Pazarlık kesme ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Pazarlık kesme tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Pazarlık kesme hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.