Precious türkçesi Precious nedir

  • Aziz.
  • Büyük.
  • Kıymeti olan.
  • Kıymetli.
  • Seviyeli.
  • Yapmacıklı.
  • Ender.
  • Fazla nazik.
  • Aşırı ince.
  • Çok.
  • Pahalı.
  • Nadide.
  • [#değer Değerli].
  • Aşırı.
  • Değer.

Precious ile ilgili cümleler

English: Friendship is the most precious of all.
Turkish: Dostluk hepsinin en değerlisidir.

English: Gold is more precious than any other metal.
Turkish: Altın diğer bütün metallerden daha değerlidir.

English: Friendship is more precious than anything else.
Turkish: Dostluk her şeyden daha değerlidir.

English: A mine is where you find precious minerals.
Turkish: Bir maden değerli madenleri bulduğun yerdir.

English: Gold is more precious than iron.
Turkish: Altın demirden daha kıymetlidir.

Precious ingilizcede ne demek, Precious nerede nasıl kullanılır?

Precious coral : Mercan. Çok hücrelilerden (metazoa), sölenterler (coelenterata) alt bölümünün, knidliler (cnidaria) filumunun, mercanlar (anthozoa) sınıfından, ağaç biçiminde, rengi kırmızı, 200 m kadar derin kayalar üzerinde görülen, tropik ve ılık denizlerde yaşayan, akdeniz'de de bulunan bir tür. kırmızı mercan. Kırmızı mercan.

Precious metals : Değerli madenler. Kıymetli metaller. Altın gümüş gibi kıymetli madenler. Değerli metaller. Geçmişte para olarak da kullanılan, altın, gümüş vb. kıt madenler. krş. mal para. Kıymetli madenler.

 

Precious stone : Değerli taş. Mücevher. Kıymetli taş.

Preciously : Ender olarak. Değerli bir şekilde. Aşırı bir biçimde.

Preciousness : Özentili anlatım. Değerlilik. Değer. Pahalılık. Kıymetli oluş. Kıymet. Aşırı incelik.

Advance on preciousness metals : Değerli madenler (çıkarılmış ya da çıkarılmamış) karşılığında ödenen borç para ya da sağlanan saycalar. Değerli madenler karşılığı öndelik.

Precinct : Etrafı çevrili alan. Semt. Komşu çevre. Ç.komşuluk. Bölge. Belirli bir amaç için ayrılmış alan.

Nonprecious : Değersiz. Değer taşımayan. Değerli olmayan. Kıymetli olmayan (metal, taş, vs. hakkında). Sevgili olmayan.

Precipice : Dik ve derin uçurum. Uçurum. Sarp kayalık. Yar.

Precincts : Bölge. Yöre. Çevre. Civar. Seçim bölgesi.

İngilizce Precious Türkçe anlamı, Precious eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Precious ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Big : Önemli. Ünlü. Kocaman. İri. Popüler.

High priced : Yüksek fiyatlı.

Capital : Anapara. Kimi ayrılıklar dışında, bir devletin, hükümet ve parlamentosunun yerleştiği, devlet başkanının oturduğu, siyasal ve yönetsel özeği olan kent. Üretim olaylarına dayanak olan para. Baş. Büyük harf. Cezası ölüm olan. Anamal. Sermaye ile ilgili. Önde gelen. Mühim.

Amplest : Kafi. Geniş. Yeterli. Heybetli. Bol bol yetecek kadar. İri. Etraflı. Bol.

Elite : Kalburüstü. Elit tabaka. Seçkin sınıf. Seçkin kişiler. Elit. Seçkinler. Elit sınıf. Bir toplumda gücü ve saygınlığı olan toplumsal küme.

Brutishly : Vahşice. Kaba bir tarzda. Hayvanca. Hoyratça. Hayvan gibi.

 

Costly : Kazık. Maliyetli. Masraflı. Çok pahalı. Mükellef. Pahalıya mal olan. Lüks.

A lot : Hayli. Fena halde. Çok fazla. Pek. Birçok. Fena. Pek çok. Buram buram. Şiddetle.

Astronomic : Astronomik. Gökbilimsel. Çok yüksek.

Acute : Akut. Açıkgöz. Güçlü. Sivri. Şiddetli. Dar (açı). Keskin. Ağır. Dar.

Precious synonyms : acutest, abounding, costlier, acres and acres, exclusive, dignified, colossal, saintlier, prized, bulky, astronomical, crasser, mise, courteous, dignity, above, biggest, a great number of, costliness, beyond all reason, abysmal, priciest, curious, a whale of, thin on the ground, pricier, ample, cultivated, of value, expensive, amounts, reverend, breakneck.

Precious zıt anlamlı kelimeler, Precious kelime anlamı

Unloved : Sevilmemiş. Beğenilmemiş.

Worthless : Kötü. Değersiz. Adi. Karaktersiz.

Precious ingilizce tanımı, definition of Precious

Precious kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Particular. Fastidious. Overnice. Costly. As, a precious stone. Overrefined. Cf. Précieuse, Preciosity. Of great price.