Tavara nedir, Tavara ne demek
Yerel Türkçe'deki anlamı:
Eğri (bacak için).
Karabasan, kâbus.
Uyuyan kimsenin üstüne abanarak ağırlık verdiğine inanılan, kediye benzetilen düşsel yaratık, karabasan.
Tavara anlamı, kısaca tanımı
Tavar : 1.Koyun. 2.Koyun sürüsü. 1.İçinde küllü su bulundurulan kap. 2.Mangal. Büyük: Tavar uşağ. [Bakınız: davar]
Tava : Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap. Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü. Maden eritilen saplı pota. Deniz veya göllerde suların geri çekilmesiyle kuruyan bölüm. Gemilerde borda iskelesinin alt başındaki sahanlık. Bu kapta pişmiş yemek. Kireç karıştırılan tekne.
Benzetilen : (Söz sanatı terimi) Benzetmede canlandırılmak, vasıflandırılmak istenilen şey. [Bakınız: benzetme].
Karabasan : Sıkıntılı ve korkulu düş, kâbus. Bir kimsenin içinde bulunduğu karmakarışık, sıkıntılı ruh durumu.
Ağırlık : Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
Benzeti : Benzetme.
Yaratık : Yaratılmış canlı varlık, mahluk.
Üstüne : İlişkin, üzerine, dair. Hesabına. -den sonra. Kendinden önce gelen sözün ikileme biçiminde anlamını pekiştirmek ve sıklığını ifade etmek için kullanılan bir söz. -e göre, uygun olarak.
Yaratı : Yaratım.
Düşsel : Düş ile ilgili, hayalî.
Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.
Üstün : Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha. Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik.
Kabus : Arapça kökenli kâbûs: kâbus. Karabasan. Acı, sıkıntı, korku veren olay.
Verdi : Bir borudan bir saniyede geçen suyun miktarı. Bir iletken telden bir saniyede geçen elektriğin miktarı.
Abana : Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri.
İnanı : Tartışılmadan ve sınanmadan doğruluğuna ya da geçerliğine inanılan bilgi.
Bacak : Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü. Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri, ayak. Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ. İskambil kâğıtlarında genç erkek resimli kâğıt, oğlan, vale.
Ağır : Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.
Yara : Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik. Dert, üzüntü, acı. Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık. Vücutta işlemekte olan çıban.
Kedi : Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus).
Diğer dillerde Tavanteknesi anlamı nedir?
İngilizce'de Tavanteknesi ne demek ? : lacunar

Bu kısımda Tavara nedir? Tavara ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Tavara tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Tavara hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.