Tefek nedir, Tefek ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

1.Asma.

[Bakınız: tevek].

Kavun, karpuz, hıyar ve benzerleri bitkilerin yaprakları.

Asma yaprağı.

Üzüm asmasının taze filizi.

Asma, üzüm ağacı.

Filiz, asma filizi.

Asma yaprağı.

Tefek ile ilgili Cümleler

  • Önemsiz bir problem, uzun tefekküre ihtiyaç duymaz.
  • Ufak tefek şeyler olur.
  • Ufak tefek şeylerle beni rahatsız etmeyin.
  • Böyle ufak tefek şeylere üzülmene gerek yok.
  • Ali ufak tefek, değil mi?
  • Ali benim için bazı ufak tefek işler yaptı.
  • Ali ufak tefek işleri yapmak için istekli.
  • Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey.

Tefek ile ilgili Atasözü veya Deyim

tefekkür etmek : düşünmek.

tefekküre dalmak : derin düşünmek, düşünceye dalmak.

Tefek tanımı, anlamı

Tefe : Dokuma tezgâhında tarağı tutan ağaç veya metal parça

Tefekli : Samsun kenti, Alaçam belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Uvak tefek : Ufak tefek.

Tefekkür : Düşünme, düşünüş.

Ufak tefek : Gerekli küçük eşya, araç gereç. Kısa ve zayıf. Çok gerekli olmayan, önemsiz. Sönük, zayıf. Çok yer kaplamayan, küçük.

Asma yaprağı : Zeytinyağlı ve etli sarma yapmakta kullanılan üzüm yaprağı.

Üzüm asması : Üzüm çubuğunun ve dallarının asılarak yetiştirilmesi sonucu oluşturulan asma.

Filizi : Filiz rengi. Bu renkte olan.

 

Yaprak : Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme vb. olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler. Börek, baklava vb. şeylerde yufka. Eni 50, boyu 75 santimetre olan bayrak ölçüsü. Kat kat ayrılabilen şeylerde kat. Birkaç parça eklenerek yapılmış olan şeylerde her parça. Sarma yapılmış olan asma yaprağı. Kitap, defter vb. şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kâğıtlardan her biri, varak.

Karpuz : Kabakgillerden, sürüngen gövdeli parçalı sert yapraklı, sarı çiçekler açan bir bitki (Citrullus vulgaris). Lamba karpuzu. Bu bitkinin dışı yeşil kabuklu, içi kırmızı ve sulu, iri meyvesi. Kadın memesi.

Benzer : Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil. Benzeşim. Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör.

Ağacı : Ağabey, büyük erkek kardeş. Zakkum.

Tevek : Asma, kavun, karpuz vb. bitkilerin sürgünü veya dalı. Üzüm kütüğü, çotuk.

Bitki : Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat.

Kavun : Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, iri meyveli bir bitki (Cucum). Bu bitkinin genel olarak güzel kokulu, sulu ve etli meyvesi.

Hıyar : Kabakgillerden, uzun, iri meyveli, sürüngen, bir yıllık otsu bir bitki (Cucumis sativus). Bu bitkinin iri, yeşil ürünü, salatalık. Kaba saba, görgüsüz, budala. Bir şeyi seçmekte veya yapıp yapmamakta özgürlük.

 

Filiz : Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal, sürgün, ışkın, eşkin, cımbar, çıvgın, şıvgın. Ocaktan çıkarılan işlenmemiş, başka maddelerle karışık hâlde bulunan, ham maden birleşiği.

Fili : Kapı, pencere ve dolabın sürgüsü ya da mandalı. Uyluk kemiği. Kol ya da bacak kemiklerinin çıkıntıları, kenetleri. İpten yapılmış özengi. Dilim: Kaymaklı kadayıf filiciklerini kes keste ye.

Taze : Bozulmamış, bayatlamamış olan. Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı. Yeni, zamanı geçmemiş. Genç kadın. Dinç, yıpranmamış, yorulmamış.

Asma : Asmak işi. Belirli bir tür üzüm veren bitki (Vitis). Asmagillerden, dalları çardak üzerine yayılan üzüm vb. bitkiler. Asılmış, asılı.

Diğer dillerde Tedirginci anlamı nedir?

İngilizce'de Tedirginci ne demek ? : perturbing body