Irksal bilinçdışı nedir, Irksal bilinçdışı ne demek

Irksal bilinçdışı; Psikoloji alanında kullanılan bir sözcüktür.

Psikoloji'deki anlamı:

(Jung) Bireyin bilinçdışının, geçmişlerinden gelen ve başkalarıyla ortak olan yanı.

Irksal bilinçdışı anlamı, tanımı

Bilin : Balçık ve elenmiş saman karıştırılarak yapılan, tahıl saklamaya yarayan kap

Bilinçdışı : İnsan ruhunun, baskı altında tutulan isteklerle bunlara bağlı düşüncelerden oluşan ve bilince ulaşamayan bölümü. Bilinçten yoksun olan ya da henüz bilincine erişilmemiş olan. Bilincin dışında geçen eylem ve etkinliklere verilen ad.

Irksal : Irki.

Bili : Bilgi.

Bilinç : İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur. Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme süreci, şuur. Temel bilgi, temel görüş.

Geçmişler : Ölmüş olanlar.

Geçmiş : Geçme işini yapmış. Çürümeye yüz tutmuş. Zaman bakımından geride kalmış, esbak. Birinin ölmüş ana, baba ve yakınları. Arkada kalan hayat. Bugüne göre geride kalmış olan zaman, mazi.

Bireyi : Epeyce, iyice, usule uygun şekilde.

Başka : Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge. Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan. "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -den başka biçiminde kullanılan bir söz.

Ortak : Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar, partner. Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek. Kuma.

 

Birey : Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert. Bir türün kapsamı içine giren somut varlık. Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri. Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert. İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert.

Gelen : Gelme işini yapan (kimse ya da nesne). Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Yanı : Yana, konusunda: Ahmet'ten yanı sana birşey demem. Yani. Yani, bk. yani. Yahni, et yemeği.

Bire : Epeyce, iyice, usule uygun şekilde. Birer. Oğlan. Nisan. Bira. Pire. Bire!, Bireh!. Takke. (Cihangazi Bozüyük Bilecik). Hey! ey! be! aman!.

Orta : Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer. İyi ile kötü arasındaki durum. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. Yeniçeri Ocağında tabur. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri. Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. Ne büyük ne küçük, midi. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. Ne uzun ne kısa, midi. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. Orantı.

 

Diğer dillerde Irksal bilinçdışı anlamı nedir?

İngilizce'de Irksal bilinçdışı ne demek ? : collective or racial unconscious