Hesaplayıcı nedir, Hesaplayıcı ne demek

Hesaplayıcı; Bilişim alanında kullanılan bir sözcüktür.

Bilişim dünyasındaki anlamı:

Sık sık bir işletmen'in kişisel olarak işe karışmasını gerektirir nitelikte, özellikle aritmetiksel işlemleri yapmaya elverişli bir veri işleyici.

Hesaplayıcı anlamı, kısaca tanımı

Hesap : Aritmetik. Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge. Alacaklı ya da borçlu olma durumu. Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon. Oranlama, tahmin. Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü. Matematiksel işlem. Tutum, durum, anlayış

Veri işleyici : Bir masa hesaplayıcısı, bir delikli kart makinesi ya da bir bilgisayar gibi, veri işleme olanağı sağlayan aygıt.

Aritmetiksel : Aritmetik ile ilgili.

Elverişli : Uygun, müsait. İşe yarayan, ergonomik.

Aritmetik : Matematiğin, konusu sayılar, bunların özellikleri ve işlemler olan kolu, hesap. Matematikle ilgili.

İşletmen : Bilgisayar vb. teknik aletleri işleten kimse, operatör.

Karışma : Karışmak işi. Düzeni bozulma. Engelleme, araya girme, müdahale.

Nitelik : Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet. Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet. Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite.

 

Özellik : Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet, hasiyet, hassa, mahsusluk, spesiyalite.

İşletme : İşletmek işi. İş yeri. Tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında, kâr amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurum. Bir kuruluşu verimli bir duruma getirip kazanç sağlama yöntemi.

Kişisel : Kişi ile ilgili, kişiye ilişkin, kişinin kendi malı olan, şahsi, zatî.

Sık sık : Az aralıklarla. Arası çok geçmeden, az aralıkla, sık olarak, sıkça.

Nitel : Nitelik bakımından, nitelikle ilgili, kalitatif.

Karış : Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki açıklık.

Gerek : İcap. Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım.

Yapma : Yapmak işi. Yapay. Yapmacık. Tezek. Bulgurla yapılmış, yuvarlak ve yassı köfte. Sır, gizem. Elle biçim verilen tezek. Tezek, kerme (Çayağzı).

İşlem : Bir işi sonuçlandırmak için yapılmış olan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele.

Elver : Yılan balığı larvalarının metamorfoz geçirdikten sonraki hâli, genç bir yılan balığı yavrusu. “Yardımcı ol” anlamında kullanılan bir isim”.

 

Gere : Meyve dallarını eğmek ya da davarları yakalamak için kullanılan ucu çengelli uzun sırık. Geniş. Ağız kavgası, çekişme.

İşle : Nakış: İşle ipliğini aldım.

Diğer dillerde Hesaplayıcı anlamı nedir?

İngilizce'de Hesaplayıcı ne demek ? : calculator