Zar labirent nedir, Zar labirent ne demek

Zar labirent; Zooloji, Biyoloji alanlarında kullanılan bir terimdir.

Zooloji'deki anlamı:

[Bakınız: zar boşluk].

Biyoloji'deki anlamı:

İç kulakta kemik labirent içine yerleşmiş içi sıvı ile dolu olan zarsı kese ve kanallar.

Zar labirent anlamı, kısaca tanımı

Labirent : Çıkış yeri kolay bulunamayacak kadar karışık koridorları olan yapı. İçinden çıkılması güç veya imkânsız durum, sorun

Zar : İnce perde ya da örtü. Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden oluşan ve bitkilerin çeşitli bölümlerini bir kın gibi saran ince tabaka, cidar, çeper. Car (II). Tavla ve başka oyunlarda kullanılan kemik, fil dişi, plastik vb. maddelerden küp olarak yapılmış olan ve altı yüzünde, birden altıya kadar benekler bulunan oyun aracı. İnce ve yumuşak yaprak biçimindeki organlar veya organ bölümleri, çeper.

Zar boşluk : Zar labirent. İç-kulakta, iç-sıvı ile dolu olan bir takım kese ve kanallardan yapılmış bulunan bir boşluk olup kemik boşluk içine yerleşmiştir.

Yerleşmiş : Müstakar (doğrusu: müstakır).

İç kulak : Kulağın işitme sinirlerinin bulunduğu bölümü, dolambaç.

Boşluk : Oyuk, çukur, kapanmamış yer. Boş olma durumu. Boş olan yer. Eksiklik, yoksunluk duygusu. Kesinti, kopukluk. Boş geçen süre.

Kemik : İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı. Bu sert organdan yapılmış.

 

Zarsı : Zarı andıran, zara benzeyen, zar gibi, zarımsı.

İçine : İçin edatı.

Kulak : Başın her iki yanında bulunan işitme organı. Saban kulağı. Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri. Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü. Duvar, baca, şömine vb. yerlerde kulağa benzer çıkıntı. Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri. Varlıklı Rus köylüsü. Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği.

Kanal : Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu. Telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat. Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti. İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz. İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol.

Kese : Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba. Kısa, kestirme (yol). Beş yüz kuruşluk para birimi. Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kap. Bir kimsenin mal varlığı. Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik. Organizmanın bazı boşlukları. Bu küçük torba miktarında olan. Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten, cep biçiminde bez.

 

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Dolu : Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü. Çok olan (iş, uğraş, olay vb.). İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı. İçki doldurulmuş bardak. Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan. Boş vakti olmayan, meşgul. İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar). Tornacılıkta delik açılmamış (gereç). Bir yerde sayıca çok. Bir duygunun güçlü etkisinde olan.

Kemi : Büyük, iri fare. Yerelması.

Sıvı : Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen akışkan cisim, mayi, likit.

Kula : Gövdesi sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu. Bu renkte olan (at). Manisa iline bağlı ilçelerden biri.

Kana : Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler.

İçin : Amacıyla, maksadıyla. Düşüncesince, kendince, göre. Özgü, ayrılmış. Ant deyimleri yapan bir söz. Karşılığında, karşılık olarak. Oranla, göz önünde tutulursa. Uğruna, yoluna. -den dolayı, -den ötürü. Neden ve sonuç belirten bir söz. Hakkında. Süre belirten bir söz.

Diğer dillerde Zar labirent anlamı nedir?

İngilizce'de Zar labirent ne demek ? : membranous labyrinth