Sahne işçibaşısı nedir, Sahne işçibaşısı ne demek

Sahne işçibaşısı; Gösteri alanında kullanılan bir terimdir.

Teknik terim anlamı:

Gösteri sırasında sahnede yapılacak uygulayım işlerini denetleyen işçibaşı.

Sahne işçibaşısı anlamı, kısaca tanımı

İşçi : Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse. Toplu olarak yaşayan böceklerde üreme yeteneği olmayan, topluluğun işlerini gören dişi veya erkek

Sahn : Avlu. Cami, medrese ve kiliselerde umumun toplanmasına mahsus üstü kubbeli, örtülü yer.

Sahne : İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk. Bir oyun veya filmin başlıca bölümlerinden her biri. Bir konu veya çalışma çevresi, çalışma dalı. Görüntü. Tanık olunan, gözlenen olay.

Sırasında : Gerekince, yerinde ve zamanında.

Uygulayım : Fizik, kimya, matematik vb. bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama, teknik. Genel anlamda bir işin doğru yolu yordamı, yöntemi. Bu uygulamaya ilişkin.

Gösteri : İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun. Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılmış olan sunum, demonstrasyon, demo. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş.

 

Göster : Gösteriş eyleminin yapılması için kılıçoyunu öğretmenince verilen komut.

İşler : Nicem düzeneğinde, bir yöneye uygulanınca başka bir yöney veren matematiksel nesne.

Denet : Denetleme işi, teftiş. Laboratuvar işlemi tamamlanmış bir filmin herhangi bir eksiği olup olmadığını anlamak için dağıtımcıya verilmeden önce incelenmesi.

İşle : Nakış: İşle ipliğini aldım.

Uygu : [Bakınız: bağıntı]. Uyum, uygunluk.

Yapı : Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.

Sıra : Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi. Nöbet. Bu biçimdeki topluluğun durumu. Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve "ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde" anlamlarında kullanılan bir söz. Düzen. Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman. Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılmış olan mobilya. Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu. Tahtadan oturak.

 

Dene : Tane: Bahçeye beş dene kuzu girdi. Tahıl. Kabuğu dövülerek soyulmuş buğday, aşlık. Tane. Tane, adet. Buğday ve benzerleri mahsulün tanesi. Defa. Dokuma tezgâhında çalışan kadınlara armağan olarak gönderilen kuruyemiş ve şekerleme. (Yenikent Aksaray Niğde). Tane, habbe.

Diğer dillerde Sahne işçibaşısı anlamı nedir?

İngilizce'de Sahne işçibaşısı ne demek ? : stage foreman