Perkolasyon nedir, Perkolasyon ne demek

Teknik terim anlamı:

Suyun taş veya toprak içinde hidrostatik basınçla oluşan hareketi.

Suyun toprakta, belli bir kanal olmaksızın yeraltı su tabakasına doğru yaptığı hareket.

Perkolasyon anlamı, tanımı

Perk : Sağlam, güçlü. Katı, sert : Ekmeğin hamuru perk oldu. Çıta, ince tahta yapılan ağaç ve ağacın dış kısmı. Korku : Benim senden hiç perkim yok. Katı, sert. Korku, çekinme: Allah'tan başka kimseden perkim yok. [Bakınız: berk]

Yeraltı su tabakası : Yeraltında bulunan ve önemli miktarda suyu yapısında tutan kum veya çakıllardan oluşan jeolojik oluşum.

Hidrostatik : Sıvıların dengesiyle ilgili olan. Sıvıların dengesini ve kaplar üzerine yaptıkları basıncı inceleyen fizik dalı.

Su tabakası : Su ile kaplanmış yüzey.

Hareket : Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Vücudu oynatma, kıpırdatma ya da kımıldanma. Deprem. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Yola çıkma. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Davranış, tutum. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Devinim. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi.

 

Yeraltı : Gizli ve zararlı, yasa dışı. Alışılmışın dışında olan, aykırı. Yerin yüzeyi altındaki bölümü. Samsun ili, Boğazkaya bucağına bağlı bir yer.

Toprak : Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Memleketli. Kara. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Arazi, tarla. Ülke.

Hareke : Arap alfabesiyle yazılmış metinlerde üstüne ve altına konulduğu ünsüzlerin birer ünlü ile okunmasını sağlayan işaret.

Tabaka : Katman. Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt. Derece. Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu.

İçinde : Süresince, zarfında. ile dolu bir biçimde. Ortamında.

Basınç : Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik.

Tabak : Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap. Sepici. Bu kabın alacağı miktarda olan.

Harek : Fasulye sırığı.

Topra : Torba.

Hidro : Genel olarak karbon ve bor bileşiklerindeki H atomuna işaret eden bir ön ek. Suya işaret eden Latince bir ön ek.

Olmak : Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak. Yitirmek, elinden kaçırmak. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Gerçekleşmek ya da yapılmak. Yol açmak. Sarhoş olmak. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Yetişmek, olgunlaşmak. Bulunmak. Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Sürdürmek, yürütmek. Herhangi bir durumda bulunmak. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Yaklaşmak, gelip çatmak. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Geçmek, tamamlanmak. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Uymak, tam gelmek.

 

Kanal : Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu. Telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat. Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti. İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz. İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol.

Doğru : Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yakın, yakınlarında. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. Gerçek, hakikat. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Gerçek, yalan olmayan. Karşı yönünce. İki nokta arasındaki en kısa çizgi.

Belli : Beli olan. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum. Belirli, muayyen. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr.

Basın : Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat. Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü.

Diğer dillerde Perkolasyon anlamı nedir?

İngilizce'de Perkolasyon ne demek ? : percolation