Trimetoprim nedir, Trimetoprim ne demek

Trimetoprim; Veteriner alanında kullanılan bir sözcüktür.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Duyarlı bakterilerin ve protozoonların dihidrofolat redüktaz enzimini inhibe edi, p onların gelişmesini ve çoğalmasını engelleyerek etkiyen, 2, 4-diaminoprimidin türevi olan bir ilaç.

Trimetoprim anlamı, tanımı

Trimetoprim sulfametoksazol : Bakterilerin nükleik asitlerinin sentezi için gerekli olan folik asitin sentezini birbiri ardına iki ayrı basamakta inhibe ederek bakteriyel DNA ve RNA sentezinin engellenmesi biçiminde etkili olan, trimetoprimle sulfametoksazol'ün 1/5 oranındaki kombinasyonu

Protozoon : Bir hücreli. Protozoonlara ait.

Redüktaz : Bir bileşiğin indirgenmesini katalizleyen herhangi bir enzim.

Bakteri : Toprakta, suda, canlılarda bulunan, çürüme, mayalanma veya hastalıklara yol açan, küresel, silindirimsi, kıvrık biçimli olan, bölünerek çoğalan, klorofilsiz, tek hücreli canlı.

Gelişme : Gelişmek işi, inkişaf, neşvünema, tekâmül, evolüsyon. Olan biten şey. Yazılarda giriş bölümlerinden sonra konunun türlü yönlerden açılıp genişlediği, zenginleştiği, olgunlaştığı bölüm.

Duyarlı : Dış etkenlere karşı duyarlığı olan, duygun, hassas.

Çoğalma : Çoğalmak işi, fazlalaşma, ziyadeleşme.

Türev : Türemiş ya da üretilmiş şey. Değişken artması sıfıra giderken, fonksiyonun artmasının değişken artmasına oranının limiti. Yapım ekiyle kurulmuş kelime, müştak: Sev-gi, sev-in-mek, göz-lük gibi. Bir madde üzerinde yapılmış olan kimyasal işlemler sonucu elde edilen bir başka madde.

 

Onlar : Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ikinci basamak. O şahıs zamirinin çokluk biçimi.

Geliş : Gelme işi.

Enzim : Bir kimyasal tepkimeyi gerçekleştiren ve onu hızlandıran, çoğunlukla protein yapısında olan organik madde.

Duyar : Duygulu. Beden üzerinde uyarıldığında hızlı ve güçlü tepkilere yol açan.

Proto : Yunanca ilk anlamına gelen ön ek.

Engel : Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap. Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer. Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer. Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer. Kara yollarının kenarlarına yapılmış olan korkuluk, bariyer.

Çoğal : Çoğanın özellikleri ya da çoğabilim çözümlemelerine ilişkin olan.

Geli : Gel. Ardıç ağacının meyvesi. Düğün çağırıcısı.

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

İlaç : Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva. Çare, önlem.

Etki : Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir. Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim. Bir etken veya bir sebebin sonucu, yardım.

Çoğa : Bebek, çocuk. Kadınların iş yaparken giydikleri daha çok siyah renkli giysi. Belli bir ülke, alan ya da yerleşme biriminde yaşayan insanların sayısal toplamı. Çok, çok a, çok bulunur, çok vardır. Çocuk. Yavru.

Diğer dillerde Trimetoprim anlamı nedir?

İngilizce'de Trimetoprim ne demek ? : trimetoprim